Hamilesiniz ve bebeğinizi yavaş yavaş hissetmeye başladınız. Onun kıpırdanışları, günden güne kilo alması sizi oldukça mutlu ediyor. Sizde de değişen birçok fiziki ve psikolojik durumlar belki biraz üzülmenize belki de fazlasıyla hassas olmanıza neden olabilir. Yaradılış mucizesi eseri anne, bebeğini büyütürken aynı zamanda kendini de anne olmaya hazırlar. Bu dönemde çok daha hassas, alıngan ve duygusal olursunuz. Kendini birtakım şeylere hazırlayan bir şey daha vardır aslında ve bu tam anlamıyla bir mucizedir. Yaratıcı, anneyi anne olmaya hazırlıyor ve bir yandan da gönderdiği bebeğin mamasını hazır olarak anneyle birlikte sunuyor. Bu akıl almaz mucize, bebeklerin alabilecekleri ve içinde, henüz sırrı ortaya çıkarılamayan besin maddeleri bulundurur. Bebek zayıf ve hastalık tehlikesi altındayken yalnızca anne sütünden faydalanır ve zaten bu da ona yeter.
Anne sütündeki bebeğin ihtiyacı olan eşsiz besin değerleri akıl almaz başka bir mucize olarak bebeğin her ayında onun ihtiyacı oranında değişir. Mesela bebek erken doğmuştur (prematüre) ve sütteki yağ ve protein miktarı büyük bebeklere oranla daha fazla salgılanır. Bilim adamlarının bile mamalardaki besin değerini bu denli ayarlayamamaları bu mucizenin açık bir ispatı değil midir? Doğumla birlikte tüm hastalık ve mikroplara karşı savunmasız olan bebek, Allah tarafından bir kalkan gibi onu koruyan antikor ve savunma hücrelerini barındıran sütle kendini koruma altına alır. Normal bir insandaki proteinler midede parçalanırken, bebeklerde bunun tam aksine tüm vücutta savunmaya geçer.
Bebekler normal besinleri sindiremeyecek bir metabolizmaya sahiptirler aslında. Fakat başka bir mucize de anne sütünde bebeğin sindirimini yapabilmesi için bir takım enzimler bulunmasıdır. Bu sayede bebek kolayca anne sütünü sindirebilir.
Bebeklerine süt verebilen anneler bu konuda oldukça şanslıdır ve mutludur. Peki diğer yandan süt veremeyen, sütü gelmeyen ya da bebeği sütü reddeden anneler ne yapmalı? Evet, bunu kabullenmek oldukça üzücü ve güç fakat her şeyin sonu değil elbette. Piyasadaki mamalar tabi ki anne sütü gibi değil ve benim onları önermem de basit bir düşünce biliyorum ama şu var ki artık bunun da çaresi yavaş yavaş bulunmaya başladı. Emziren annelerin Süt Bankasına sütlerini bağışlamaları ve bebeklerine anne sütü veremeyen annelerin de bundan yararlanmaları çok ince ve insancıl bir çalışma diye düşünüyorum. Bu konuda kafalarda bir sürü soru işareti var fakat bunlarında çarelerine bakılıyor diye biliyorum. Örneğin anneler sütlerini verirken erkek ya da kız annesi olduklarını yazılı bir şekilde belirtecekler ve süt almaya gelen anneler de bilgilendirilecekler. Gerçekten, bana göre muhteşem olan bu fikri yabancı bir ülkede (adını hatırlamıyorum) cafelerde kendilerine bir içecek ya da yiyecek sipariş ettiklerinde bir de askıya eklerler de. Nedir bu askı? Örneğin bir kahve istiyorsunuz kendinize fakat iki tane söylüyorsunuz ve diğerinin askıya asılmasını söylüyorsunuz. Cafeye gelip de parası olmayan insanlar da bu askılardan yiyip içiyorlar. İlginç olanı da bu olay asla suistimal edilmiyor. Gerçekten de ihtiyacı olan insanlar faydalanıyor.
Anne sütü mucizesi ve onu tüm insanlarla paylaşmanın verdiği gerçek mucize düşüncesi, gülen yüz sayısını iki katına çıkarıyor. Gülümseyin anneler. Siz mutlu oldukça miniğiniz de olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder